Tissot, yakın zamanda tanıttığı Telemeter 1938 modeli ile vintage saat tutkunlarının kalbini bir kez daha fethetmeye hazırlanıyor.
Saat dünyasındaki popülaritesi bitmek bilmeyen Heritage/Revival/Re-Issue akımlarına bir yeni örnek de Tissot’dan geliyor. Köklü marka, 1938 senesine ait Telemeter modelini, modern dokunuşlarla yeniden yorumluyor.
Orijinal modelin tasarlandığı 1938 senesindeki normlara bakacak olursak, 36-37mm gibi çap ölçülerinin devasa şeklinde tanımlandığını görebiliriz. Ancak günümüzde bu durum pek de geçerli değil. 2000’li yılların başlarında ortaya çıkan ve saat dünyasının kült tasarımlarının bile berbat versiyonlarının ortaya çıkmasına sebep olan “iri saatler” akımı, nihayet etkisini kaybediyor. 40mm’nin altında çap ölçüsünün aslında ne kadar zarif ve asil tasarımlara bir tuval teşkil edebileceği gerçeği, saat markaları tarafından tekrar keşfediliyor. Buraya kadar olumlu ve durumdan memnun bir havayla kaleme aldığım satırlar, ne yazık ki, Telemeter 1938’in 42mm çapında tasarlanmış kasasını görünce yerini hayal kırıklığına bırakıyor. Bu derece klasik ve üretildiği dönemin izlerini taşıyan bir model, neden 42mm gibi oversized kabul edilebilecek bir kasa ebadı ile üretilir? İri saatler trendinin bitiyor olması bir yorum değil, bir gerçek. Bu durumu birçok önemli markanın güncel kataloglarında görmek de mümkün zaten. Kasanın yüksekliği de 15mm olarak tasarlanmış ki bu da yine bence fazla kalın. Bu modelin 36-38mm aralığında ve 15mm’nin altında bir kalınlıkla tasarlanmış bir kasa ile geldiğini düşünsenize. Ne kadar şık bir model olurdu, değil mi? Kasanın ön yüzünde yer alan ve dönemin mika camlarına gönderme yapan bombeli safir cam, zevkle şekillendirilen zarif boynuzlar ve dikdörtgen kronograf butonları ile mükemmel bir saat olabilirdi bence.
Kasanın manasız büyüklüğünden bahsetmişken, bu durumun arkasında yatan önemli sebeplerden birine değinmekte fayda var: mekanizma. Yeni modele otomatik kronograf özellikli Caliber Valjoux A05.231 hayat veriyor. Bu mekanizma için saat dünyasının efsane otomatik kronograf kalibrelerinden Valjoux 7750’nin geliştirilmiş versiyonu demek mümkün. ETA, bu mekanizmayı günümüz standartlarına daha yakın ve daha rafine hale getirmek için bir takım güncellemeler uygulamış (68 saate yükseltilen güç rezerv süresi gibi). Mekanizma özelinde bakacak olursak, evet, bu güncellemelerin hepsi, klasik 7750 konseptini daha başarılı bir hale getirmiş. Ancak 1938 senesine ait bir tasarımı günümüze uyarlarken 30,4mm x 7,94mm ölçülerinde ve otomatik kronograf bir kalibre kullanmak ne derece mantıklı, gelin siz karar verin. Tissot’un da arasında bulunduğu Swatch Group bünyesinde yer alan ETA’nın elden kurmalı kronograf özellikli kalibreleri mevcut. Hatta kardeş şirketlerden Hamilton bu mekanizmaları yine retro temalı modellerinde kullanıyor. Telemeter 1938 de pekala bu tür bir kalibre ile tasarlanabilir, buna bağlı olarak da çok daha kompakt ve orijinal modelin ruhuna uygun bir kasa ile sunulabilirdi diye düşünüyorum.
Saatin en dikkat çekici detaylarından biri olan kadran ise iki farklı renk teması ile geliyor. Modelin telemetre özelliğini kullanılabilir kılan kadrana geçmeden önce, bu özelliğe dair kısa bir bilgi verelim. Telemetre mesafe ölçümü için kullanılan bir skala ve bunun için ses hızının, ışık hızına göre kayda değer şekilde yavaş olması özelliğini kullanıyor. Uzakta gerçekleşen herhangi bir olayı gördüğünüzde, örneğin yıldırım düşmesi ya da bomba patlaması gibi, kronografı çalıştırıyorsunuz. Olaya dair ses kulağınıza geldiğinde ise kronografı durduruyorsunuz. Saniye kolunun gösterdiği sayı, olayın gerçekleşme yeri ile sizin aranızdaki mesafeyi bildiriyor. Kadranın merkezinde bulunan takimetrik skala ise hız ölçümü için kullanılıyor. Örneğin içinde bulunduğunuz araç belirli bir noktadan geçerken kronografı başlatıyorsunuz. 1000 birimlik mesafeyi geçtiğinizde kronografı durduruyorsunuz ve yine kronografa ait saniye kolunun ucundaki sayı, içinde bulunduğunuz aracın ortalama hızını size aktarıyor.
Saat iki farklı kadran alternatifi ile geliyor. Gümüş tonlarındaki kadranda kırmızı ve mavi renkli yazılar bulunurken saatin kolları da mavileştirilmiş rengiyle göz alıcı bir parlaklığa sahipler. Siyah versiyonda ise altın renkli yazılara ve ibrelere yer verilmiş. Her iki versiyonda da yer alan büyük sayılar, modelin vintage karakterini destekliyor.
Yeni modeller, gümüş kadranda koyu kahverengi, siyah kadranda ise daha açık tonda bir kahverengi, deri kayış ile sunuluyorlar. Standart tip toka ile tamamlanan modellerin liste fiyatları 1995,00 EUR olarak belirlenmiş. Her ne kadar, saatin ebatlarından dolayı hayal kırıklığımı dile getirsem de bu durum, Telemeter 1938’in dönem saatleri arasında bir kilometre taşı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Umarım, Tissot sesimizi duyar ve daha küçük, daha ince Heritage modelleri ile karşımıza çıkar.