Tarihin yeniden yazılmasına tanık oluyoruz. Yeni Black Bay 54, dalgıç saatleri segmentini alt üst etmeye geliyor.
Rolex’in kardeş firması Tudor; bu ifadenin hiçbirinize yabancı gelmediğine eminim. Uzun yıllar Rolex’in gölgesi altında serinleyen marka, birbiri ardına tanıttığı modellerle hem bilinirliğini artırmış hem de bir alternatiften ziyade başlı başına bir tercih olabileceğini kanıtlamıştı. Bugün karşımızda duran Black Bay 54 ise, dalgıç saatleri hiyerarşisi oyununu bir adım daha öteye taşıyor.
Black Bay serisinin döner bezelli üyeleri kullanışlılık, kalite ve görece uygun fiyat etiketini tek bir gövdede toplayabilen ender modeller olarak nitelendiriliyorlar. Tarihi detaylarla bezenmiş kasalar, bilezikler, kadranlar ve kollar modern üretim teknolojileriyle saat dünyasına yeniden kazandırıyorlar. Sonuçta, bulunduğu fiyat kategorisinde liderliğe oynayan saatlere sahip olan mutlu müşteriler, bekleme listelerine takılmadan Black Bay’lerinin tadının çıkarabiliyorlar.
Black Bay 54 için ise durum şöyle. Diğer modellerden aşina olduğunuz kaliteyi, tok hissiyatı, perçinli bileziği, mat ve dokulu kadranı, karakteristik kolları, kısaca Black Bay’e kimliğini kazandıran her detayı alın ve onu 37mm çapında, oranları ustaca hazırlanmış bir kasaya koyun. Sonucun bu kadar etkileyici olduğunu, saati bileğime takmadan tahmin edemezdim.
37mm’lik ölçünün ihtişamı, hem konforundan hem de Black Bay’in “vintage” temasına olan uyumundan geliyor. Bilekte sağladığı benzersiz konforu da göz ardı etmemek lazım. Daha dar, daha kısa ve daha ince. Son zamanların popüler akımı downsizing’in en başarılı örneklerinden biri olmaya aday Black Bay 54. Diğer modellerden aşina olduğumuz, bezelin üstüne taşan safir kristal cam ve 200 metre su geçirmezlik değeri, bu saatte de varlığını sürdürüyor. Büyük bir ustalıkla işlenmiş fırçalanmış yüzeylere, kasanın kenar çizgilerini belli eden parlatılmış ve pah kesilmiş konturlar eşlik ediyor. Kadranda ve kollarda yer alan sarı altın detaylar da yine orijinal Tudor Prince Submariner modellerden günümüze taşınıyor. Tek yöne dönebilen ve anodize alüminyumdan üretilen siyah renkli dalış bezeli, saatin tarihi havasını pekiştirse de bana “sene olmuş 2023, hala neden bütün bezel minelerinde seramiğe geçilmedi?” diye sorduruyor. Vidalı tepe üzerinde yer alan Tudor gülü de yüzümü güldüren detaylardan bir diğeri şeklinde karşıma çıkıyor.
Black Bay 54, kronometre sertifikalı, 70 saat güç rezervine sahip, 27 taşlı ve 4Hz (28.800vph) titreşimde çalışan otomatik Caliber MT5400’dan gücünü alıyor. Bu mekanizmanın ebatları 31,8mm x 6,5mm ancak Black Bay 54’ün kasası mekanizmanın kalınlığını gizleyecek şekilde ustalıklar tasarlanmış ve üretilmiş.
Paslanmaz çelik bilezik ya da kauçuk kayış. Black Bay 54’ünüzü hangi tamamlayıcı unsur ile satın almak isterdiniz? “Elbette paslanmaz çelik bilezik” dediğinizi duyar gibiyim. Baklaların yan kısımlarına eklenen ve tarihsel öneme sahip perçinli görünümü pekiştiren bakla tasarımı, işlevsellikten çok görsel beğeni faktörünü artırmak için karşımızda. Baklaların düz yapısı sebebiyle, boynuzlardan klipse doğru daralan görüntü süreklilik içermiyor ve merdiven benzeri bir yapının oluşmasına sebep oluyor. Bu durum kimi için etkisiz kimi içinse bir dezavantaj olabilir. Ancak şimdi söyleyeceğim durum saate dair elle tutulur tek eleştirim olacak. Black Bay 54’ün tokasının genişliği bileziğe kıyasla hatırı sayılır ölçüde fazla. Sanki başka bir saate ait bir bileziğin klipsini son anda bu saate uydurmaya çalışmışlar gibi. T-fit sistemi sayesinde her bileği kusursuz sıkılıkta ayarlanabilen klipsin, neden bu kadar geniş üretildiğini merak ediyorum.
Uzun lafın kısası, Tudor Black Bay 54, bir paket halinde son derece başarılı bir saat. Birçok detay, geniş ailenin büyük çaplı fertlerinden direkt alınmak yerine bu model için yeniden oluşturulmuş. Yukarıda da bahsettiğim üzere, ah bir de klips daha dar olsaydı. Her şeye rağmen tebrikler Tudor, dersine çok iyi çalışmışsın.
