"Vintage" Submariner 1680

"Vintage" Submariner 1680

rolex-logo.jpg

İlk edindiğim vintage saat olmamakla birlikte koleksiyonuma dahil ettikten bir süre sonra kullanıp sattığım Vintage Rolex’lere nazaran yerini garantileyen, severek kullandığım saatim Rolex Submariner Ref. 1680 - White (beyaz kadran).

Kolay temin edilebilen ekonomik No.127 pleksi camı, tarih penceresi, bileğe muazzam oturuşu, spor dizaynı ve sade renkleri ile günlük kullanıma çok elverişli bir saat.

Saati instagram aracılığı ile Paris’te ikamet eden bir koleksiyoner/saat tüccarı vasıtasıyla temin ettim. Bir süredir takipte olduğum iki referans 16800 ve 1680 Submariner’ler - Safir kristal cam ile matte tritium kadran kombinasyonunu sunan 16800’ün günlük kullanıma daha elverişli olabileceği fikriyle süre gelen araştırma sürecim, 1680 referansın Submariner tarihindeki önemi ve bu ikonik referansa duyduğum ilginin artması neticesinde bu saati bulmam ile son buldu.

Saati alım aşamasında göz önünde bulundurduğum kriterlerden başlıcaları; Görsel anlamda saate cazibe katan MK1 - ’’Maxi’’ mat kadranı, yumurta kabuğu tonlarındaki (egg-shell) indekslerin işlem görmemiş orijinal kollar ile olan renk bütünlüğü, geçmişte minimal polisaj işlemi geçirmiş olabileceğini düşündüğüm ultra-kalın ve eşit hatlara sahip kasası, orjinal ’’silver’’ tarih çarkı ve saatin solmuş gri/mavi tonlardaki kalın-font bezeli.

18-6-07-2014.jpg

Photo-20-06-2015-10-22-47.jpg

Photo-27-02-2015-20-24-59.jpg

17-6-07-2014.jpg

Dilerseniz birazda referans hakkında teknik ve horolojik bilgilere değinelim;

Rolex Submariner ilk tarih pencereli (date) modelini 1680 referans ile 1966’da tanıttı. 1980 yıllana kadar üretilen 1680’lerde; 1972 yılına dek kadrandaki "Submariner" yazısı kırmızı fontlar ile yazılıyordu. 1680’lerin %40’ını  kırmızı fontlu "Red Submariner", %60’ını ise beyaz fontlu "White Submariner" olusturmaktaydı.

Hem azınlıkta oluşu, hem de daha erken yıllarda üretildiğinden ötürü Red Submariner, kolleksiyonerlerce daha değerli ve nadir olarak kabul edilmektedir. C.O.S.C sertifikalı 1570 kalibre barındıran 1680 ayrıca 200 metre su geçirmezlik özelliğine sahiptir. Submariner’de ilk altın materyal uygulaması da yine 1680 referans ile görülmüştür.

Önceleri ’’tool-watch’’ dalış saati olarak lansmanı yapılan Submariner, değerli metal kullanımı ile lüks saat segmentinde de yerini almıştır.

’’SUBMARINER RED’’ (KIRMIZI SUB)

(Fotograf: hqmilton)

’’SUBMARINER WHITE’’ (BEYAZ SUB)

hq2.jpg

(Fototoğraf: hqmilton)

Red ve White submarinerler arasında görebileceğimiz bir diğer farklılık ise tepe (crown) Twinlock Crown vs Triplock Crown

1971’de doğan ve 1972 ocak ayında tüm Rolex satıcılarına tanıtılan ’’702 Triplock 7mm Crown and Tube’’ uygulaması; 5512/13, 1680, 1665, 6263, 6265 Rolex referanslarına adapte edildi.

Yine 1972 öncesi Red Submarinerlerde görülen 9315 - 280/380 end links içe katlanan metal bilezik, yerini kullanımdan ötürü bollaşmaya daha dayanıklı 93150 - 580 endlinks bileziğe bıraktı.?93150 bilezikte ayni 9315’te oldugu gibi üzerinde diver extension ile geliyor ve aktif kullanımlarda açılmaması için kilit bulunduruyor. Hafif oluşundan ve toka üzerinde bulundurduğu ’’bilezik baklası’’ deseninden ötürü koleksiyonerlerce ’’tuna-can’’ clasp olarak da anılıyor.

V-ntage-rolex-1680-caseback.jpg Rolex-Vintage-1680-caseback.jpg

Beyaz Submariner’larda kendi içinde farklı kadran konfigürasyonları görülmektedir. Resimlerde örneklediğim, kendi koleksiyonuma ait saat 1978 yılı üretimli Mk1 (Lemrich) kadrandır. O dönemde Rolex kadranlarını farklı firmalardan temin ediyordu; Mk1 ve Mk3 White Submariner kadranları ’’Lemrich’’ tarafından, Mk2 White Submariner kadranı ise ’’Beyeler’’ tarafından temin edilmişti.

Indeksler, yelkovan, akrep ve saniye kolunda uygulanan tritium malzemesinin yaşam ömrü ortalama 15 yıl olduğundan dolayı günümüzdeki örnekleri artık işlevini yitirmiş ve karanlıkta saatin kadranını aydınlatmıyor.

Vintage severlerce safir kristal cama göre daha sıcak bir görüntüsü olduğu düşünülen, vintage saatlerin vazgeçilmezi pleksi 1680’de mevcut. Üzerinde 127 cyclops (mercekli) pleksi cam barındıran 1680, camın yüksek oluşundan ötürü ’’top-hat’’ olarakta anılmakta. Tarih çarkı bulunmayan önceki Submariner referanslarında T-19 dome, 1665 Sea-dweller’larda T-39 dome pleksi görmek mümkündü. Dome’a nazaran daha sert ve köşeli görüntüye sahip olan 127 sadece 1680’de kullanılıyor ve saate kendine has bir siluet kazandırıyor. 

Photo-24-07-2015-13-44-37.jpg

Sert kullanım koşullarına elverişli olan bu referans hem spor hem de şık olarak kombinlenebiliyor. Özellikle günlük kullanımda vücut ile bütünleşen oyster kasa bilekte tatmin edici bir ağırlık sunarken aynı zamanda konfor sınırlarını da zorlamıyor. Vintage Rolexlerde bileziği kasadan ayırma işlemini kolaylaştıran boynuz yanlarinda yer alan delikler (lug-holes), koleksiyonerler için bir klasik. Bu eski uygulama saatini farklı deri ve nato kayış kombinasyonlarıyla da kullanmayı tercih eden kullanıcılara pratiklik sağlıyor.

2-3-02-2015.jpg

Photo-24-07-2015-13-58-09.jpg Photo-19-05-2015-14-51-51.jpg

Photo-6-05-2015-14-51-002.jpg

Son olarak senelik periyotlarla su geçirmezlik testini yaptırdığım 1680 Submariner’imi, koleksiyonumdaki polisaj işlemi görmemiş, kasasında aşınma ve darbe izleri barındırmayan daha temiz kondüsyondaki saatlerime nazaran saate zarar verme korkusu olmadan rahatça kullanabiliyorum. Birçok aktivitede düşünmeden koluma takıp çıkma rahatlığını bana sunan 1680 benim için tam bir ’’tool-watch’’. Umarım saatim ile kurduğum bağı sizlere keyifli bir şekilde aktarabilmişimdir. Bir sonraki yazıma kadar hoşçakalın.