İsviçre’nin köklü lüks saat üreticilerinden Ulysse Nardin, 2012 senesinde başladığı seri üretime yönelik in-house mekanizma tasarımı serüvenine 2013 senesinde koleksiyonuna dahil ettiği otomatik kronograf mekanizması Calibre UN-150 ile devam ediyor. Markanın, mekanizmanın in-house özelliğini de vurgulayan, Marine Chronograph Manufacture ismini verdiği ürün grubunda standart kronograf mekanizma olarak karşımıza çıkan Caliber UN-150’ye ve hayat verdiği Marine Chronograph Manufacture modeline gelin yakından bakalım.
Aslına bakacak olursak Ulysse Nardin in-house mekanizmalara hiç de uzak bir marka değil zira markanın geçmiş ve güncel koleksiyonlarında yer alan hi-end modellerde hep in-house mekanizmalar kullanılmış. Ancak teknik olarak en üst seviye horoloji klasmanında modellere hayat veren özel kalibreler tasarlamak ile standart modellerde kullanılabilecek ve seri üretime uygun kalibreler üretmek tamamen farklı mevzular.
İşte bu fark üzerinden yola çıkan Ulysse Nardin, 2012 senesinde, seri üretime uygun ilk in-house mekanizması olan Calibre UN-118’i üretti. Açıkçası bu mekanizmanın hayata geçmesinin ardında uzun bir Ar&Ge süreci yatıyordu. Dünyanın en büyük mekanizma üreticilerinden olan ETA, İsviçre Hükümeti ile girdiği uzun süren hukuki savaşın ardından bağlı olduğu Swatch Group markaları dışında kalan üreticilere mekanizma tedarikini durduracağını açıklamıştı. İsviçre Saat Endüstrisi altında yer alan irili ufaklı pek çok markaya ‘’ kendi mekanizmanızı kendiniz üretin.. ‘’ mesajı veren bu karar sektörün ciddi önlemler almasına yol açtı.
Ulysse Nardin de bu konuda gerekli önlemleri alarak kendi mekanizmalarını geliştirme ve üretme sürecine başlamış oldu.
Sektördeki pek çok firmanın aksine Ulysse Nardin ETA’dan tedarik ettiği mekanizmaları olduğu gibi kullanmak yerine kendi tasarımı olan modüller ekleyerek ve farklı teknik iyileştirmeler yaparak kullanıyordu. Hem hi-end modellerde yer alan benzersiz mekanizmalar hem de ETA kalibreler üzerinde yapılan modifikasyonlar ile hatırı sayılır bir tecrübeye sahip olan Ulysse Nardin, ilk in-house standart mekanizması olan Caliber UN-118’de DIAMonSIL malzemesinden yapılmış kıl zembereğe yer vererek bu tecrübesini vurgulamayı da ihmal etmedi.
Gelin Caliber UN-150’ye bir de yakından bakalım..
Mekanizma ile ilgili bilgi vermeye estetik konusundan başlamak istiyorum zira mekanizma geleneksel saatçiliğin geldiği noktayı temsil etme konusunda son derece başarılı detaylar içeren bir görüntüye sahip. Cotes de Geneve dekorasyonu, alev ile mavileştirilmiş vidalar ve Ulysse Nardin logolu perfore rotor gibi pek çok önemli görsel detaya yer veren kalibrenin üretim kalitesi markadan bekleneni fazlasıyla karşılıyor.
Caliber UN-150’nin çalışma hızı 28.800vph olarak belirtilmiş. Tam kurulumda 48 saat güç rezervi sunan mekanizma 322 parçadan oluşuyor. Mekanizma fonksiyon olarak bir kronograftan beklenen standart özellikleri sunuyor. Saat, gün ve 12 saat ölçüm yapabilen mekanizmanın, markanın kendi derecelendirmesi olan Ulysse Nardin Certification ile geldiğini de ekleyelim.
Bu arada Calibre UN-150 ile ilgili ilginç bir de durum var. Bu durum ne mekanizmanın teknik özellikleriyle ilgili ne de görsel detaylarıyla.. Calibre UN-150’nin hikâyesiyle alakalı olan bu durumu Ulysse Nardin’den önce ve sonra diye ele almak daha doğru olur hatta..
Ulysse Nardin, incelememizde bahsettiğimiz Calibre UN-150’yi aslında yine İsviçre menşeli lüks saat üreticisi Ebel’den satıl aldı. Hatta sadece mekanizmaya ait hakları satın almakla kalmayıp mekanizmaya ait makine parkını da satın aldı. Bunların yanında Ebel’in teknik ekibinden beş kişiyi de bünyesine dahil etti.
Ebel, Caliber 137 olarak adlandırdığı mekanizmasını ilk defa 90lar’ın ortalarında tanıtmıştı. ETA’nın mekanizma tedariki ile ilgili kararı ile hız kazanan in-house kalibre üretimi süreci, Ebel’in kalitesi ve sağlamlığı kanıtlanmış mekanizması ile kesişince Ulysse Nardin bu avantajlı durumu lehine çevirmeyi bildi ve mekanizmayı kendi çatısı altına taşıdı.
Tıpkı ETA’dan tedarik edilen mekanizmalarda olduğu gibi, Ulysse Nardin bu mekanizma üzerine de çeşitli teknik ve estetik iyileştirmeler uyguladı. Mekanizmanın tüm haklarının satın alınmasının üzerine yaklaşık iki yıl gibi bir Ar&Ge süreci ekleyen bu iyileştirmeler arasında şüphesiz en çok dikkat çekeni metal kıl zemberek yerine tasarıma eklenen silikon zemberekti.
Marine Chronograph Manufacture modelleri 43mm çapa sahip kasalarla üretilmeye devam ediyor. Ancak saatlerin kalınlığı Calibre UN-150 nedeniyle hissedilebilir derecede artmış durumda.
Koleksiyonda paslanmaz çelik ve 18K altın materyallerden oluşan seçenekler yer alıyor. Farklı pek çok kadran ve kayış opsiyonuyla sunulan modeller ile zenginleştirilen ürün grubunu markanın meraklılarını memnun edecek çeşitliliği yakalamış görünüyor. Genel tasarım itibarıyla markanın sembolü haline gelmiş Marine Chronometer’a sadık kalınıyor da olsa özellikle kadran tasarımlarında yapılan değişiklikler mevcut ürün gamını güncellemekten ziyade yeni bir ürün gamı ortaya çıkarmaya daha uygun desek yanılmış olmayız.
İncelememize konu modelimiz markanın kataloğunda 1503-150 referansıyla yer alan paslanmaz çelik kasa ve bileziğe sahip, siyah Arabik numerator indeksli versiyon.
Hem geçmişte hem de şu an sahip olduğum Ulysse Nardin saatleri düşünerek kendimi markanın zamansız tasarımlarına hayranlık duyan bir saat sever olarak görmemde yanlış bir bahis olduğunu sanmıyorum. Bu saate baktığımda da gördüğüm son derece şık ve özgün bir tasarımın en rafine halinden başka bir şey olmuyor. Efsanevi modellerini sırf güncel akımlara uydurmak için hiç de hoş sayılmayacak hallere sokan firmalara aklımda pek çok örnek var ancak Ulysse Nardin asla bunlardan biri değil, olacağını da sanmıyorum.
Bu arada yelkovan ve akrebin daha kalın tasarımını da beğendiğimi belirtmek isterim zira ilk defa bir Marine Chronometer modelinin kollarına verimli bir şekilde SuperLuminova fosfor materyali tatbik edilmiş.
Saatin her iki tarafında da safir camlar yer alıyor. Başarılı yansıma önleyici kaplamasıyla çoğu zaman varlığını belli etmeyen ön camın yanı sıra, müthiş görsel şıklığıyla ön plana çıkan Calibre UN-150’yi görmeye imkân veren arka cam da gayet yerinde eklemeler olmuş.
Açıkçası mevzu Ulysse Nardin olduğunda benim tercihim yine markanın simgelerinden biri haline gelmiş, çok parçalı kauçuk kayış oluyor. Ancak özellikle belirtmek istiyorum, markanın metal bilezikleri de son derece kaliteli. Sağlamlık ve kalite hissi olarak bana IWC Ingenieur serisinin bileziklerini hatırlatan Ulysse Nardin’i metal bilezikle tercih etmek de yine gayet yerinde bir karar olur zira yapım kalitesi ve etkileyici duruşunun yanında kullanım konforu açısından da fevkalade başarılı bir bilezik olduğunu söyleyebiliriz.
Kayış seçenekleri olarak metal bileziğin yanı sıra kauçuk ve deri kayış opsiyonları yer alıyor. Yukarıda belirttiğim gibi görsel şıklık için ben tercihimi kauçuk kayıştan yana kullanırdım. Bu arada ufak bir not olarak eklemek isterim; Ulysse Nardin kauçuk kayışları Elastomer denilen özel bir maddeden yapılıyor. Piyasada mevcut pek çok ünlü markanın kauçuk kayışlarından açık ara daha dayanıklı olduğunu söyleyebilirim.
Daha önce de belirttiğim üzere ben markayı genel olarak çok beğeniyor ve başarılı buluyorum. Favori koleksiyonlarından bir tanesinin in-house bir kronograf kalibreye kavuşmuş olmasından da ayrıca memnuniyet duydum ancak markaya ait kişisel tespitim, markayı tercih eden kullanıcıların horolojik değil çoğunlukla estetik kaygılar üzerine motive olduğu yönünde. Çok az Ulysse Nardin kullanıcısı saatin içinde İsviçre üretimi bir kalibre olduğuyla ilgilenirken açıkçası bu kalibrenin nerede üretildiği ile ilgilenenlerin sayısı daha da azalıyor.
Günün sonunda favori markalarımdan birinin daha koleksiyonuna in-house bir kalibre daha katmasına memnun oldum. Nedeni ister markanın prestij algısını bir basamak yukarı taşımak olsun, ister ETA’nın uygulamaya aldığı kararlara karşı önlem olsun, sonuç kesinlikle pozitif olmuş.